Karne günü duygu düzenleme
Karne günü duygu düzenleme

Karne günü duygu düzenleme

Duygu düzenleme; “hangi duyguyu, ne zaman, nasıl deneyimleyeceğinizi ve nasıl ifade edeceğinizi” belirleyen bir süreçtir. Yani, duygu düzenleme kişilerin duygusal durumlarını ve duygularını ifade etme şekillerini düzenleme yeteneği olarak görülmektedir. Sınav günü, düğün günü, toplantı günü gibi bizim için önemli olan stresli yaşam olaylarında çok yoğun duygular hissederiz ve böyle günlerde genellikle duygularımızı düzenlemekte ve doğru ifade etmekte zorlanırız. Karne günü de böyle önemli günlerden birisidir.img_4229-1

Çünkü ebeveyn olarak, çocuğunuzun okulda iyi çalışmasını, başarılı olmasını ve iyi bir karne almasını istersiniz. Bu beklentiler doğrultusunda, çocuğunuz size göre yeteri kadar iyi olmayan bir karne ile eve geldiğinde nasıl tepki vereceğiniz konusunda zorlanabilirsiniz.  Bu durumda hiç sorun yokmuş gibi umursamaz mı davranmalısınız? Yoksa notları hakkında uzun bir nutuk atıp hatta hararetli bir tartışmaya mı tutuşmalısınız? Ya da kötü notları için onu hemen cezalandırmalı mısınız? Bunların hepsi o an cazip seçenekler gibi görünse de bunların hiçbirinin çocuğunuzun notlarını geliştirmesine olumlu katkısı olmayacaktır. Karne ile ilgili verdiğiniz tepki onun motivasyonunu, benlik saygısını ve öğrenimi üzerindeki kontrol hissini etkileyebilir. Bu nedenle tepki vermeden önce vereceğiniz tepkinin çocuğunuzun psikolojik sağlığını ve öğrenim hayatını uzun dönemde olumsuz etkileyeceğini hatırlayıp, duygularınızı düzenlemeniz önemlidir.

Kötü notlar, çeşitli sorunların bir sonucu olabilir. Çocuğunuzun dikkat sorunu olabilir, biraz tembel olabilir ve ödevlerini/projelerini zamanında yapmıyor olabilir, okulda öğrenmekte olduğu kavramları anlamada sorun yaşıyor olabilir veya aile içi huzursuzluklar çocuğunuzun akademik başarısını olumsuz etkiliyor olabilir. Çocuğunuzun kötü notlar almasının nedeni her ne olursa olsun, ebeveyn olarak karnesine yönelik sağlıklı bir tepki verebilmek ve uzun dönemde notlarını iyileştirmesine destek olabilmek için bazı yararlı ipuçları aşağıda sunulmaktadır:

Önceden iletişim kurun: Karne gününden önce çocuğunuzla notları hakkında konuşun. Sınavlar, notlar hakkında ne düşündüğünüzü anlatın ve çocuğunuzdan beklentilerinizi açıkça tanımlayın. Bu önemli konuşmayı karne gününe bırakmayın!

Sükûnetinizi Koruyun: Karne günü bağırmak, çığlık atmak ve ders vermek çocuğunuzun ilerde notlarını korkmadan bilinçli olarak yükseltmesine yardımcı olmaz. Ayrıca bu notları artık değiştiremezsiniz. Bu yüzden o notlar hakkında düşünmek yerine duygusal olarak kendinizi kontrol altına aldıktan sonra bu notların nedenleri ve gelecekte değiştirmesine nasıl yardımcı olabileceğiniz hakkında düşünün.

Reaktif yerine Proaktif olun: Reaktif (Tepkisel) kişileri dış faktörler yönlendirir. Bu kişilikler; genellikle hemen panikleyen, güvenlik duygusunu yitirmiş kırılgan ve edilgen kişilerdir. Başkalarının yargılarına haddinden fazla önem verirler. Oysa Proaktif (Amaca Yönelik) kişiler, kendi dışındaki faktörleri ve süreci yönlendirirler. Bu kişiler, risk analizi yapan, kontrolü elden bırakmayan, yerinde ve zamanında risk alabilen, başarısızlıklarından dahi bir yaşam dersi çıkarabilen kişilerdir. Karne günü reaktif davranmayın. Çünkü ilk tepkiniz öfke, sinir ve hayal kırıklığı olabilir. Olumsuz duygularınızı düzenleyebilmek ve çocuğunuza sağlıklı bir tepki verebilmek için zamana ihtiyacınız var. Bu nedenle önce bir arkadaşınız ya da eşinizle konuşun. Sakinleşmek için zaman ayırın. Proaktif bir tutumla çocuğunuzla birlikte başarısızlıktan dersler çıkarıp geleceğe yönelik tedbirlerinizi alın. Suçlu yerine çözüm arayın!

Unutmayın, çocuğunuz sadece nottan/karneden ibaret değildir: Notlar, çocuğunuzun kim olduğunu, neler bildiklerini ve neler yapabileceklerini kısmen yansıtmaktadır. Notlar, çocuğunuzun okulunun tanımladığı zeka/başarı ölçütlerine göre değerlendirmelerden oluşmaktadır. Zekanın bu dar tanımlaması, çocuğunuzun duygusal zekası, spontanlığı, dürüstlüğü, güvenilirliği, cesareti, duyarlılığı ve yaratıcılığı gibi bir dizi diğer önemli özelliği ölçmez. Çocuğunuzu tek boyutlu değerlendirmeyin, tüm yönleri ile kabul edin.

Konuşmak yerine çocuğunuzu dinleyin: Çocuğunuza kötü not/karne ile ilgili ders verici bir nutuk atmaya başlamadan önce konuşmaya kötü notlarıyla ilgili ne düşündüğünü sorarak başlayın. Çocuğunuzu anlamak için ona “Karnedeki değerlendirmeler ile ilgili neler hissediyorsun?  Seni şaşırtan/hayal kırıklığı yaratan notlar var mı? Gelecek sefer için bir hedefin var mı? gibi sorular sorun. Yargılamak yerine anlamaya çalışın!

Nedenlerini anlayın: Çocuğunuzla ve öğretmeniyle konuşup karnesinin nedenlerini anlamaya çalışın. Ödevlerini yapmama ve testlerde performans gösterememe yüzeysel nedenler olabilir. Sorunu çözebilmek için daha derindeki nedenleri görmeye çalışın. Çocuğunuzla öğretmeni arasında iletişimsizlik ve çatışmalar yaşanıyor olabilir, işledikleri konular zor geliyor olabilir ya da ilgisini çekmiyor olabilir, zaman kullanımını, verimli ders çalışma tekniklerini ve kendini düzenlemeyi bilmiyor olabilir. Eğer çocuğunuz bu tür sorunlar yaşıyorsa okul psikolojik danışmanından mutlaka profesyonel destek alın.

Değerlendirmek yerine betimleyici olun. “Çalışkan”, “mükemmel”, “berbat”, “zeki” ve “tembel” gibi değerlendirici kelimeler kullanmak çocuğa faydalı bilgi öğretmez. Bunun yerine neyi gördüğünüzü açıklayın ve çocuğun değerlendirmesini bırakın. Betimlerken çocuğunuzu sadece kendisiyle kıyaslayın. Örneğin “Geçen döneme göre bazı derslerin düşmüş görünüyor.”, “öğretmenin karnene derslere ilginin düşük olduğunu yazmış” gibi ifadelerle karnede ne gördüğünüzü betimleyebilirsiniz.

Çocuğunuzun sizden farklı olabileceğini kabul edin. Çocuğunuzun sizin gibi öğrenemeyeceğini unutmayın. Siz matematiği kolay bulabilir ve çok analitik bir zihne sahip olabilirsiniz, ancak çocuğunuz bu kavramları anlamakta zorlanıyor olabilir. Çocuğunuza sizin gibi öğrenebildiğini farz ederek yardım etmeye çalışırsanız, onun başarılı olma teşebbüsleri muhtemelen felâketle sonuçlanacaktır. Çocuğunuzun farklılıklarına saygı duyun.

Cezalandırmayın, yardım önerin. Çocuğunuzun okul sporlarına veya diğer okul dışı etkinliklere katılmasına izin vermeyerek notlarının düzelmesini beklemeyin. Çocuğunuzu cezalandırılmak yerine başarılı hissetmesine yardımcı olacak yollar bulun. Başarıyı herhangi bir alanda tadan çocuk, bu başarının sırrını başka alanlara da uygulayabilir.

Ödüllendirmeyin, çabasını takdir edin. Eğer amacınız çocuğunuzun öğrenmeyi sevmesi ise iyi karne ile gelen çocuğunuza hediyeler, oyuncalar, pahalı telefonlar vb. almayın. Ödül ile çocuğunuza notların amacının öğrenme olmadığını öğretirsiniz.

Davranışla/ durumla çocuğunuzu ayırın. Örneğin “bu davranışın/bu karnen beni üzdü ama seni seviyorum” diyebilirsiniz. Böylece, çocuğunuz bu sonucun sizi memnun etmediğini anlar, çocuğunuzu reddettiğinizi/beğenmediğinizi düşünmez. Bu da çocuğunuzun kendisini sadece karne/not olarak görmediğinizi anlamasına yardımcı olur. Aynı şekilde, çocuğunuz yüksek not aldığında ya da karnesi çok iyi olduğunda eve gelirken “seni çok seviyorum” gibi yorumlardan uzak durun. Bu iletişim tarzı açıkça çocuğa sevginin yüksek notlarla bağlantılı olduğunu söyler; bu nedenle çocuğunuz notlar düşerse sevginiz ne olur diye endişe duyabilir.

Benlik saygısı oluşturmasına yardımcı olun. Benlik saygısı bireyin belirli bir alanda algılanan başarısının oranı olarak görülmektedir. Bununla birlikte, benlik saygısı kişinin kendisi için önemli olan kişilerin kendisini nasıl gördüğüne ilişkin algısı olarak da tanımlanmaktadır. Yüksek benlik saygısının okullarda başarı ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Yani karne günü çocuğunuza tepkisel olarak verdiğiniz olumsuz geribildirimler onun başkaları tarafından nasıl algılandığı sorusunun cevabı olacak ve ilerde çocuğunuz düşük benlik saygısına sahip olabilecektir. Olumsuz geribildirim genellikle çocuğunuz başarısızlıklarından ders çıkarsın ve hatalarını tekrarlamasın diye verilir. Ama gelecek dönem notlarının telafi edebilmesi için çocuğunuzun olumsuz yanları kadar olumlu yanlarını da görmesi gerektiğini unutmayın. Çünkü olumlu geribildirim spora gitmeden önce alınan karbonhidrat gibidir. Eğer spora enerji almadan giderseniz ağırlık kaldıracak gücünüz olmaz. Bazı aileler çocuklarına olumlu geribildirimi sırf hedefi daralmasın/şımarmasın diye vermez oysa iç kaynağımızı dolduran şey gerçek ve zamanında verilen olumlu geribildirimlerdir.

Hedefe geri dönün: Çocuğunuzun eğitim hayatını bir yolculuk gibi düşünün. Bu yolculuğun sonucunda varmak istediğiniz yere giderken zaman zaman tali yollara girebilirsiniz. Bu yollardan sakince çıkıp çocuğunuzun ana yola yani ana hedefe geri dönmesine destek olun.

Son olarak, çocuğunuzun herhangi bir davranışı, yaptıkları ya da yapamadıkları sizi hayal kırıklığına uğratıp, geleceğe yönelik korkutabilir, endişelendirebilir ya da öfkelendirebilir. Bu noktada her ebeveyn kendini kaybedip bağırabilir. Ancak, bağırma çok yüksek düzeyde olur, aşağılayıcı bir dil içerir, etiketleme ve tehditlerle birleştirilirse, bu duygusal istismar olarak adlandırılır. Duygusal istismar tıpkı fiziksel istismar gibi normal değildir ve çocuğunuzun benlik saygısına ve uzun dönemde okul başarısına çok zarar verebilir. Bu nedenle eğer yukarıda sıralanan tavsiyelere uymakta zorlanıyor ve hala olumsuz duygularınıza kapılıp çocuğunuza karnesi için sağlıklı tepki veremeyeceğinizi düşünüyorsanız o zaman mutlaka profesyonel yardım alın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir